Translate To English
Palmiyeler'i ilk kez birkaç sene önce yazın bir müzik festivalinde dinledim, tanışmamız da o yaz kadar eğlenceli bir anıya dayanır. Çadırımızda bir arkadaşımla uyurken her festival sabahı olduğu gibi soundcheckler kulağımız gelmeye başlamıştı, sahnedeki grup bir şarkıya girdi ve soundcheck olmayacak kadar uzun çalmaya başladı, yanlış hatırlamıyorsam Muse'dan Hysteria idi bu şarkı. Biraz daha uyumak ve müziği duymamak için bir oraya bir buraya dönerken sersemlemiş olsak gerek ki bir anda sıçrayarak arkadaşımı dürtüp "kalk kalk Muse'u kaçırdık!" demiş bulundum. Onu dememden saniyeler sonra ikimiz de kahkaha atmaya başladık ve çıkıp kimmiş şu grup diye alana doğru gittik. Meğer çalanlar bizim Palmiyeler'miş. O günden beri bu tatlı topluluğu hep bu anıyla hatırlarım.
Kullandıkları gitar tonları ve vokalin Türkiye'de eşi benzeri yok. Şöyle bir bakınca, bu tarz surf-pop tınılarına daha çok Amerika hatta direk California çıkışlı topluluklarda rastlıyoruz. Bir yandan sakin bir yandan enerji veren bir yanı var, şahsen çok fazla dinlediğim bir tür. Özellikle kötü sabahlara uyandığımda, yeni gün için isteksiz hissettiğimde arkaplanda hep bu tonlar vardır. Beach Fossils, Day Wave ve Sports gibi dünyada çok başarılı örnekleri var, ilgilenenler o grupların çalışmalarına da ayrıca bakabilir.
Venus ise olağanüstü sadeliğiyle, süssüz, samimi bir şarkı. Bir şeyleri öne çıkarmadan, komşulara gösteriş yapmadan kendini sevdiriyor. Boşverler mırıldanıp, duygularınızla oynayacak bir parça. Topluluk üyeleri şarkının yapım aşamasında Botticelli'nin kulaklarını hiç çınlatmış mıdır bilmem ama dinledikçe bana gerçekten de onun o muazzam tablosunu hatırlatıyor.
Deniz kabuğunun üstünde çıplak bir Venüs.
It was the first time I listened to Palmiyeler a few years ago in a summer music festival and it was as much fun as we had in that summer. When we were sleeping with a friend in our tent, the soundchecks began to be heard like every festival morning, the band on stage entered a song and it started to play long enough to be out of the soundcheck. If I'm not mistaken, it was Hysteria from Muse playing. I guess I was a little bit more sleepy and stunned of turning the other side in the tent so I would not hear the music; so I leaped up, poked my friend oh the shoulder and said, "get up, get up and we missed Muse!". We both started laughing after seconds, and we went out to the area where the band was. Turned out, it was Palmiyeler. Since then, I always remember this sweet band with this sweet memory.
Their unique guitar tunes and vocals have no other in Turkey. There are both calm and energy. Looking at it, we see these surf-pop sounds more in America and even in California-based bands which I personally listen to too much. Especially when I wake up in bad mornings and feel reluctant for the new day, there are always those tunes in background. Such bands like Beach Fossils, Day Wave and Sports are very successful examples around the world, interested people can also take a look at the works of those bands.
Venus is an unadorned, intimate song with extraordinary simplicity. She makes you love her without bringing something forward, without showing off herself to the neighbors. It's a track that mumbling 'nevermind's to you and playing with your feelings. I do not know if the members of the band had spoken Botticelli's masterpiece during the production of the song, but it really reminds me of his enormous painting everytime I listen.
A naked Venus on top of the seashell.
Find out more about Palmiyeler Here:
Learn more about the Curator: Mert Turan
I was born in the day "Evil Empire" album by Rage Against the Machine was released and I brought those lucky bastards 3 Grammy nominations.
I live in Ankara, study Philosophy at Middle East Technical University and work at Radio ODTU 103.1 as production manager.
I adore all forms of art.
Latest Posts
Four in Jordan – TSU!
15 May 2018
James Hakan Dedeoğlu müzik camiasında oldukça aşina olduğumuz bir isim. Kendisini Bant Mag ve Radyo Eksen’den de tanıyoruz. TSU! ise onun sahne arkasından sahneye atılığı proje olarak adlandırılabilir. Four in Jordan ilk 10 saniyede etki altına alan bir parça; gitarı solo piyano gibi işleyerek, ince ince yazılmış.
Rem – Loradeniz
4 May 2018
Lora Deniz Ömeroğlu, geçtiğmiz yıl piyasaya sürdüğü Mara adlı bir EP ile dikkat çekmişti. Alternatif sahnelerde oldukça yeni bir isim, henüz canlı dinleme fırsatı bulamadım. Mara’yı ambient tonlar domine ediyor, bu onu özgün yapan, başarıya ulaştıran önemli bir etken; belki de en önemlisi.
Zaten Kırılmış Bir Kızsın – Bağzıları
10 April 2018
Onur Ünlü ya da şair mahlasıyla Ah Muhsin Ünlü’nün ‘Yaşasın! Ne Kadar da İdeolojik Yaklaşıyoruz Birbirimize’ adlı pek kıymetlı şiirinden dizilere de yer veren parçanın sözlerinde bir şeyler bulmamak elde değil. 2017’de piyasaya sürülen Bize Kalsın albümünün öne çıkan parçası ‘Zaten Kırılmış Bir Kızsın’ modern sahneye ait olsa da 2000’lerin rock sounduna çok yakın ögeler içeriyor. Gürültüsüz, sade bir atmosferi var.