Translate To English
Lora Deniz Ömeroğlu, geçtiğimiz yıl piyasaya sürdüğü Mara adlı bir EP ile dikkat çekmişti. Alternatif sahnelerde oldukça yeni bir isim, henüz canlı dinleme fırsatı bulamadım. Mara'yı ambient tonlar domine ediyor, bu onu özgün yapan, başarıya ulaştıran önemli bir etken; belki de en önemlisi. Alternatif işlerde üslubu sorgulamak çok da desteklediğim bir eleştiri türü değil fakat synthesizer parçalara ne kadar yeni bir şeyler kattıysa da piyano yer yer kendini tekrar etmiş ve aynı oranda katkı saglayamamış gibi gözüküyor. Bana öyle geliyor ki parçalar kendilerini bir tık yukarı çekmeye zorluyor, en azından benim bilinçaltım ister istemez yapıyor bunu. Buna karşın Rem'in büyüsü oldukça çevreliyor albümü. EP'nin en gözdesi, şüphesiz. Yalnız keşke biraz daha vakit verilseymiş, kendini tamamayamadan bitiveriyor şarkı. Birkaç kere sıraya eklemenizde fayda var. Mara oturulup hissederek dinlenmesi gereken bir çalışma; hakkını vermeliyim, ümit veriyor. Yalnız ivedilikle yeni bir şeyler duymaya ihtiyacımız var; umarım yakın zamanda eksiklerden daha da arındırılmış işlerle tekrar dinleriz, hatta listelerde görürüz Loradeniz'i. Kendisi bu haftanın sanatçısı oldu, keyifli dinlemeler.
Lora Deniz Ömeroğlu was attracted to an EP called Mara, which she released to the market last year. It's a fairly new name in alternative scenes, so I have not had a chance to see her live. The ambient tones dominate Mara, which is an important factor that makes its unique and succeeds; Perhaps the most important. Interrogating the artits' style in alternative works is not a type of criticism that I support, yet even though the synthesizer has added something new, the piano has repeated itself and seems to have not contributed in the same way. It seems to me that the tracks force themselves to pull up a little bit, at least my consciousness does want them to do it. Despite this, Rem's magic is pretty circulating the whole album. No doubt, it's the one which is the cream of the crop. I only wish the track had a little more time to be built, it is already done before it took its natural time. You better be sure for it to be added a few times to the queue. Mara is a work that needs to be heard by touch; I have to give the right, it sells hope. But we need to hear something new, urgently; I hope to hear from her again in the near future with more purified work, and looking forward to see Loradeniz on the charts. She is the artist of the week, enjoy the privilege.
Find out more about Loradeniz Here:
Learn more about the Curator: Mert Turan
I was born in the day "Evil Empire" album by Rage Against the Machine was released and I brought those lucky bastards 3 Grammy nominations.
I live in Ankara, study Philosophy at Middle East Technical University and work at Radio ODTU 103.1 as production manager.
I adore all forms of art.
Latest Posts
Four in Jordan – TSU!
15 May 2018
James Hakan Dedeoğlu müzik camiasında oldukça aşina olduğumuz bir isim. Kendisini Bant Mag ve Radyo Eksen’den de tanıyoruz. TSU! ise onun sahne arkasından sahneye atılığı proje olarak adlandırılabilir. Four in Jordan ilk 10 saniyede etki altına alan bir parça; gitarı solo piyano gibi işleyerek, ince ince yazılmış.
Zaten Kırılmış Bir Kızsın – Bağzıları
10 April 2018
Onur Ünlü ya da şair mahlasıyla Ah Muhsin Ünlü’nün ‘Yaşasın! Ne Kadar da İdeolojik Yaklaşıyoruz Birbirimize’ adlı pek kıymetlı şiirinden dizilere de yer veren parçanın sözlerinde bir şeyler bulmamak elde değil. 2017’de piyasaya sürülen Bize Kalsın albümünün öne çıkan parçası ‘Zaten Kırılmış Bir Kızsın’ modern sahneye ait olsa da 2000’lerin rock sounduna çok yakın ögeler içeriyor. Gürültüsüz, sade bir atmosferi var.
Maymun Kral – Hedonutopia
3 April 2018
Hedonutopia tınıları kulağımıza yeni yeni tanıdık gelmeye başlasa da İzmir çıkışlı topluluğun kuruluşu tam 10 yıl öncesine dayanıyor aslında. Bu tarz elektronik, orijinal ritimlere çok sık rastlayamıyoruz. Yoğun ve kirli vokal ile kullanılan ambient tonlar da bu orijinal ritimlere eşlik ediyor. 2016’da Ucube Dizayn’ı ve 2017’de Yarı Cennet’i piyasaya sürdüler. Ucube Dizayn’ın müzikalite ve deneysellik anlamında bir adım daha öne çıktığını söyleyebilirim.